Dijital Birlikler: Modern Savaşta Sibernetik Sistemlerin Ortaya Çıkışı

Bildiğimiz harp doktrini ve kuvvet yapısı değişiyor. Geleneksel üçlü kuvvet yapısına ek olarak, Kara-Hava-Deniz (tri-service domain) kuvvetlerine “Uzay” ve son olarak Siber/Dijital kuvvetler de eklendi.

Artık çağımızda eskiden yaşadığımız topyekûn savaşlara rastlamıyoruz. Yeni nesil savaşlarda, sıcak çatışma ortamının gelişmiş ülkeler arasında olmadığına şahitlik ederken, unsurların farklı enstrümanlar kullandığını görüyoruz. Savaşın nesilleri değişse de tamındaki özü yine aynı kalmaya devam ediyor; Rakibini savaşamaz hale getirmek. Geleneksel, gayri nizami, asimetrik ve nihayetinde hibrit savaş doktrininin tek ortak noktasının bu olduğunu görüyoruz. Günümüzde ise beşinci bir boyut olarak eklenen siber alan, devletlere yeni bir üstünlük algısı olan “Dijital Üstünlük” algısını ortaya koyuyor.

Dijital üstünlük; askeri kullanımda değişim sağlayıcılar olarak bulut bilişim, büyük veri, nesnelerin interneti (IoT), yapay zekâ, artırılmış gerçeklik ve blok zinciri gibi dijital teknolojilerden yararlanmaktadır. Dijital platformların benimsenmesinin; savunma sektörünü güçlendiren, askeri operasyonların sürdürülebilirliğini arttıran ve savaş alanını dönüştüren bir etkisi var.

Dönüşen savaş sahasının ve dijital birliklerin ilk çıkış noktası sayılabilecek ve 2015 senesinde iptal edilen “Geleceğin Askeri 2030 Girişimi” bu konuda bazı temel hususları öngörebilmiş. Rakip kara kuvvetlerine üstünlük kuracak ve bunu muharip askere entegre bir dizi yüksek teknoloji üniforma ve teçhizat donatımıyla sağlamak temele alınmıştır. Geleceğin, savaş ve barış dönemi operasyonlarında bu sistemin güvenilir bir şekilde sürdürülebilirliği planlanmıştır. Geleceğin askeri konseptinde, insan Performansı ve Eğitimi, korunması, harp sahasındaki etkisi, harekât ve lojistik kabiliyetleri, iletişim ağı ve üstün sensor teknolojileri temel dönüşüm kalemleridir.

Geleceğin Askeri Girişimi ABD için iptal olsa da ülkemiz dahil birçok gelişmiş ülke tarafından üstüne yoğun Ar-Ge harcaması yapılan bir konsepttir. Ülkemizde de Havelsan* tarafından başarılı bir şekilde konseptleştirilmiş Dijital Birliklerin üç temel ayağı bulunmaktadır. Eğitim ve Harbe Hazırlık çerçevesinde, özellikle vekalet savaşlarında meskûn mahallere inen çatışmalara hazırlık gerçeğe en yakın simülasyon teknolojileri ile yapılmaktadır. Simülasyonlarda askerler zayiat vermeden çatışma psikolojisine ve yetkinliğine kavuşuyorlar.

Giyilebilir Teknolojilerde Muharip güçlerin taşıma kapasitesini arttıracak hafif dış iskelet, 5G ile güçlendirilmiş artırılmış gerçeklik tabanlı haberleşme sistemi, AR/VR destekli ve optik yetenekler eklenmiş akıllı gözlükler, durumsal farkındalığı arttırıcı birden çok sensorun bulunduğu giyilebilir teknolojileri görmekteyiz.

Bütünleşik Otonom Robotik Sistemlerinde ise; Otonom insansız hava, kara ve deniz sistemlerinin, yeni nesil askeri giyilebilir teknolojiler ve komuta kontrol merkezi ile entegre çalışması ile oluşturulan bir dijital birlik konsepti düşünülmektedir. Buradaki temel yaklaşım; asker ve kullandığı tüm teçhizatın yüksek hızlı bir bağlantı ile birbiriyle iletişim halinde olmasıdır.

Daha hareketli, daha etkili, daha iyi korunan günümüzün hızla değişen silahlı kuvvetlerinde piyade, yeni operasyonel senaryolarda merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Görev yelpazesi son derece karmaşık, zorlu ve bilinmeyen arazilerde, yaya olarak bile yüksek hareket kabiliyeti gerektiren operasyonlara olanak tanıyan yeteneklere sahip olması beklenmektedir. Giderek daha sık kentsel alanlarda ve aşırı iklim koşullarında faaliyet göstermek zorunda kalan birlikler, yeni asimetrik tehditlerle mücadele etmek zorunda ve sık sık düzensiz güçlerin saldırılarına maruz kalmakta. Ayrıca, modern hava taşıtlarında ve diğer özel harekatlarda birlikler, çok çeşitli görevleri yerine getirebilmeli. Burada sadece yeni kuvvet yapılanmasının tek başına yeterli olmadığını, fakat göreve özel olarak tasarlanmış modern ekipmanın da bunu desteklemesi gerektiğini görüyoruz.

Gelişmiş teknolojiler, modern askeri operasyonların başarısını, C4I yeteneklerine, sürdürülebilirliğine ve harekât kabiliyetine büyük katkı sağlamaktadır. Buradaki amaç, iyi korunan, nitelikli silahlarla donatılmış, harp sahasının durumu net bir şekilde görebilen ve güvenilir iletişim araçları olan bir askerlerdir. Daha da önemlisi; birliklere modüler savaş ekipmanına dayalı entegre bir sistem, gelişmiş performans ve yükü azaltarak hareket kolaylığı sağlamaktır. Modüler bir tasarımla, operasyonel esneklik ve yeni durumlara ve görev gereksinimlerine uyum sağlama yeteneği kazandırılmalıdır.

 

Dijital birlik konseptinin, savunma sanayisinde uygulama alanları potansiyeli yüksek olsa da çalışmalar belli başlı noktalara odaklanmıştır.

Yakın döneme kadar savunma ekosistemi ortak bir ağdan yoksun bir şekilde, her üç kuvvetin ayrık bir şekilde çalışmasıyla teşkil olmuştu. Lojistik ve intikal ile merkezi karar verme ve merkezi olmayan yürütme arasında uyum eksikliğine neden olmaktaydı. Fakat şimdiki savunma yaklaşımında, “Dijital Güçlerin Ortaklığı” olarak tanımlanan ortak operasyonları iyi koordine edilmiş ve verimli bir şekilde yürütmek için entegre ve ortak bir yaklaşım vurgulanmaktadır. NATO’nun 2022 yılı barışı sağlama konseptinde, Komuta ve Kuvvet Yapılarının modernizasyonundaki kritik unsurun, hızlı karar alma mekanizmaları olması planlanmıştır. Yıkıcı yapay zekâ özellikli otonom yeteneklerin veya sistemlerin dahil olduğu gelişmiş konvansiyonel, siber ve nükleer silahların potansiyel kullanımı ile ilgili önlemler düşünülmektedir.

“Dijital ikizler”, savunmanın performanslarını belirlemesine yardımcı olabilecek gerçek nesnelerin ve süreçlerin dijital versiyonlarını oluşturmak için çok sayıda teknolojiyi birleştirir. Bu teknolojilerinin benimsenmesi, savunma ekosisteminin karmaşıklığını ve karşılıklı bağımlılıklarını etkin bir şekilde yönetmesini sağlayabilir.

Güvenlik sistemini ihlal eden teröristlerin askeri tesislerine sızmaları, harp sahasının şehir merkezlerine kaymasıyla kayda değer bir artış olmuştur. Bu saldırıları önlemek için savunma sistemimizin “teknoloji odaklı güvenlik çözümleri”ne ihtiyacı vardır. Bu sızıntıları kontrol etmek için izinsiz giriş korumalı fibere sahip güvenli bir ağ bağlantısı öngörülmektedir.

 

Çağdaş harbin dönüşümünü her kademede yaşayan ülkemiz, bu doktrinsel değişime karşı göreceli olarak başarılı bir duruş sergilemiştir. Özellikle asimetrik tehditten, hibrit doktrine geçiş döneminde ihtiyaç duyulan yetenekler, temelinde dijital birlik konseptini de barındırmaktadır. Yukarıda da bahsettiğimiz teknolojilerden özellikle ağa dayalı harp ve taşınabilir iletişim sistemleri konusunda yoğun çalışma gösteren savunma sanayimiz, bu konularda birden çok da somut proje çıkartmıştır.  Ülkemizi yurtdışında da başarıyla temsil eden ASELSAN’ın birlik takip sistemi ve Ağ Destekli Yetenek sistemi, yine kablosuz iletişim projeleriyle milli üretime büyük katkı sağlayan Meteksan’ın KEMENT Taktik veri bağı sistemi ve yazılım konusu başta olmak üzere, dijital birlik konseptine büyük katkı sunan HAVELSAN Taktik Data Link Yönetim Merkezi dijital birlik konseptini destekleyen sistemlerden sadece birkaçıdır. Başta Savunma Sanayii Başkanlığımızın yönlendirmeleriyle, savunma sanayi ekosistemimizin bu konsept üzerine katma değerli projelere hız vermesi, “Geleceğin Askeri” konseptini bugünden belirlemesi proaktif bir vizyon olacaktır.


Muzaffer Ünsaldı | SAHA İstanbul Kurumsal İletişim ve Marka Yöneticisi