İnsansız Hava Araçları (İHA) ilk olarak kullanım amaçlar istihbarat sağlamak için, günümüz güvenlik ihtiyaçları dolayısıyla bu hizmetleri genişleyerek, operasyonel faaliyetlere kadar genişlemiştir. Havacılık teknolojilerinin gelişimin de katkısıyla, üstlendikleri bu yeni görev ile İHA’lar, pilotsuz uçak rolüne kadar gelebilmişlerdir.
İHA sistemleri; kapsam itibariyle çok kompleks bir şekilde, birçok bilimi içerisinde barındırmaktadır. Havacılık sanayinde bu açıdan teknolojik olarak ileri olan ülkeler için bir ayna görevi görmektedir. Bu kompleks yapı içerisinde belki de en büyük katma değeri ise yapay zekâ ve yazılım almaktadır.
Yapay zekâ İHA’lar için, gerçekleştirecekleri faaliyetlerde pilotların yerini alırlar. Ancak halen gelişmekte olan bu sistemlerin, pilotun anlık duygularıyla karar verip harekete geçebileceği hale gelmesi zaman alacaktır.
Yazılım tarafında ise milyonlarca kaynak kod satırından oluşan yapay zekâ altyapısı, tüm sürecin işleyişini sağlar. Eğer bu yazılımlar yurtdışından doğrudan ithal edilmesi durumunda, içerisine konulacak kısa bir kod dizisi ile hava aracı etkisiz hale getirilebilir hatta aleyhimize kullanılabilir. İşte bu yüzden stratejik öneme haiz bu tip sistemlerin %100 yerli ve özgün hale getirilmesi ülkemiz için hayati önem taşır. Kritik bileşenler olarak adlandırılan yazılım ve elektronik sistemlerin tamamen yurt içinde yapılması, Milli Teknolojik Hamlemizin en önemli kalemi olmalıdır.
Aynı zamanda teknolojik sıçramada kilit rol oynayacağı öngörülen birçok yeni teknolojiler için de sürdürülebilir bir altyapı sağlayacak olan millileştirme hamlemiz, KOBİ’lerimiz için de yüksek katma değerli iş modellerine imkân sağlayacaktır. Tasarımdan üretime küresel ölçekte rekabet sağlayabilmemiz, İHA gibi çok disiplinli bilimsel altyapı ve mühendislik yeteneklerinin katma değerli sonuçlar yaratmasıyla başarılacaktır.